Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Kıbrıs adasında iki farklı hâkim devlet bulunduğunu belirterek, “Sanki biz etnik bir azınlıkmışız gibi görülüyor. Bu durum KKTC halkının ayrımcılığa uğraması ve Doğu Akdeniz’de kaosa ve belirsizliklere yol açmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmiyor.” dedi.
Uluslararası İşbirliği Platformu (UİP) tarafından bu yıl 13’üncüsü “Büyük Dönüşüm: Küresel Değişimin İtici Güçleri” ana temasıyla düzenlenen Boğaziçi Doruğu başladı.
Zirvenin açılışında konuşan Ertuğruloğlu, resmen “varolmadığı” tez edilen ya da “varolmamalı” denilen bir ülkeden geldiğini kaydederek, mensubu olduğu halkın kimliğinin yok sayıldığını, kısıtlamalara, ambargolara ve izolasyona maruz bırakıldığını söyledi.
Adada iki halk ortasında yürütülen müzakerelerin neredeyse 60 yıl sürdüğünü lakin hala sonuç elde edilemediğini lisana getiren Ertuğruloğlu, “Gerçek şu ki iki farklı ulus aynı ada üzerinde yaşamını sürdürüyor. Kendilerine ait bölgeleri ve devleti var. Bir ada, iki ayrı egemen devlet… Bu, Kıbrıs adasının yadsınamaz gerçeğidir.” diye konuştu.
Kıbrıslı Türklere ve KKTC’ye yönelik ayrımcılığın 1963’ten bugüne kadar devam ettiğini, Türkiye Cumhuriyeti dışındaki bütün ülkelerin bu ayrımcılığa taraf olduğunu vurgulayan Ertuğruloğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu çağda hala bu türlü yırtıcı bir ayrımcılık sürdürülüyor Kıbrıslı Türklere karşı. Güya biz etnik bir azınlıkmışız üzere görülüyor. Bu çağda her türlü insanlık dışı ambargo ve kısıtlama nasıl kabul edilebilir? 1963’ten bu yana devam eden bu adaletsizliği sizlere sunmak istedim. Şu andaki durum ciddi adaletsizliği sunmak istedim. Bu durum KKTC halkının ayrımcılığa uğraması ve Doğu Akdeniz’de kaosa ve belirsizliklere yol açmaktan öbür hiçbir hedefe hizmet etmiyor.”
Ertuğruloğlu, salonda bulunanlardan kendi ülkelerindeki karar vericilere bahsettiği durumu iletmeleri ve Kıbrıs adasında yeni bir sayfa açılmasına aracı olmalarını isteyerek, yeni bir dönüşüm zamanının geldiğini, haksız politikaların artık bir tarafı bırakılması gerektiğini sözlerine ekledi.
“Birleşmiş Milletler donmuş durumda, rastgele bir karar alamıyor”
UİP Onursal Başkanı Talal Abu-Ghazaleh de şu anda dünyayı kimin kontrol edeceğine dair iki süper güç arasında bir mücadele olduğunu belirterek, şu açıklamalarda bulundu:
“ABD, dünya üzerindeki hakimiyetini muhafaza hakkına sahip. Lakin Çin de yeni dünya sisteminin merkezinde yer almak istiyor. İçinden geçtiğimiz bütün problemleri iki harika güç ortasındaki uğraş olarak görüyorum. Birleşmiş Milletler donmuş durumda, rastgele bir karar alamıyor. Memleketler arası örgütler birebir halde göz arkası ediliyor. Bir dünya sistemine muhtaçlığımız var. Şu anda bir tertip, intizam yok. Hem ABD hem de Çin ile birlikte yeni bir dünya nizamına muhtaçlığımız var. Dünyada şu anda çok büyük bir kaos var.”
Abu-Ghazaleh, üçüncü dünya savaşının yaşanabileceğine işaret ederek, “Ben bu savaşı görmek isterim. Bunu savaşı sevdiğimden değil bundan sonrası için bir tertip olması gerektiğini düşünüyorum. Savaş olmadan bir dünya tertibi olmayacaktır. Fakat savaş sonrası iki güç bir masada oturabilecektir diye düşünüyorum.” diye konuştu.
Savaşın ayak seslerini duyduğunu dile getiren Abu-Ghazaleh, şu ifadeleri kullandı:
“Savaş gelmekte. Bu bir global savaş ve üçüncü dünya savaşı. Evvelki savaşlar üzere değil. Apayrı bir dünyada yaşıyoruz. Artık birbirini işgal etmek isteyen ülke yok karşımızda. Her iki ülke de işgal edilemez seviyede. Kimse Çin’i veya ABD’yi işgal edemez. Ordular tankları ile yürümeyecek sokakta. Sıkıntı bir savaş olacak. Bunu hissediyorum. Ümit ederim ki bu savaş yakın vakitte gelir ve bir an evvel dünya sistemine ulaşırız.”
“İnsanoğlu karşı karşıya kaldığı sorunları çözebilir”
UİP Onur Heyeti Lideri Rona Yırcalı ise aktifliğin ana temasının “Büyük Dönüşüm: Küresel Değişimin İtici Güçleri” olduğunu anımsatarak, devrin gündemi ile yakından ilgili bir tema seçildiğini söyledi.
Şu anda daha süratli ve hiç olmadığı kadar geniş çaplı bir değişim yaşadıklarını lisana getiren Yırcalı, “Eskiden çok daha uzun süren dönüşümler artık çok kısa vakitte yaşanmaya başladı. Globalleşmeyle birlikte sonlar ortadan kalkıyor, global ekonomiler ortaya çıkıyor ve irtibat ağları gelişiyor. Şu andaki değişimler hayatımızın her noktasına sirayet etmeye başladı. Hem teknoloji hem de öteki dönüşüm alanları çağdaş ömrün bütün uyarlanmış standartlarını değiştirdi.” diye konuştu.
Yırcalı, şu anda dünya benzeri görülmemiş enerji kısıtlaması, enflasyon ve bazı bölgelerde gıdaya erişim sıkıntısı yaşandığını kaydederek, “Bugüne kadarki dönüşüm, problemleri çözmemizde sanki kâfi olacak mı? İnsan ırkı bu dönüşüme ayak uydurmaya yönelecek. Bu büyük dönüşüme ayak uydurma kabiliyetine sahibiz. İnsan ırkına hizmet edecek formda problemleri çözebiliriz.” değerlendirmesinde bulundu.
“13 yıldır sayısız fikir insanı görüşlerini bildirdi”
UİP Kurucusu Cengiz Özgencil de zirvenin bu yıl 13’üncüsünün düzenlendiğini belirterek, organizasyonun hedeflerinden ve bugüne kadarki yapılanlardan bahsetti.
Bu coğrafyada ve dünyada refah ve barışa adına diyalog ortamı oluşturmayı amaçladıklarını dile getiren Özgencil, şu bilgileri verdi:
“13 yıldır 90 ülkeden sayısız fikir beşerinin farklı hususlara dair görüşlerini Boğaziçi Tepesi çatısı altında paylaşmalarına ve iş birliği kurmalarına vesile olmanın yanında, fikirler üzerine kurulan dostlukların ne kadar bedelli olduğunu bu yıl tahminen de tüm vakitlerden daha düzgün anladık. Bu büyük dönüşüm ve değişim sırasında vizyonumuza ve misyonumuza inanarak dostluklarını ve takviyelerini hissettiren bedelli konsey üyelerimize, sağlam köklerimiz üzerine dallanmamıza vesile olan bedelli sponsorlarımıza ve köklerimizin tohumlarını bir arada attığımız, takviyelerini her vakit hissettiğimiz pahalı isimlere çok teşekkür ederim.”
Toplam 47 ülkeden 100’ün üzerinde konuşmacı ve iştirakçinin yer aldığı ve 23 oturumun gerçekleştirileceği 13. Boğaziçi Tepesi yarın sona erecek.
